6 Aralık 2016 Salı

Rusya ile dev ortaklık! Tarih belli oldu

Rusya ile dev ortaklık! Tarih belli oldu

Başbakan Binali Yıldırım ve Rusya Başbakanı Medvedev Rusya'da ortak basın toplantısı düzenledi.
Başbakan Yıldırım burada yaptığı konuşmada iki ülke arasındaki ilişkileri masaya yatırdıklarını belirterek ilişkilerin bir yıl öncesinden çok daha iyi bir duruma gelmesini istediklerini vurguladı, Başbakan şunları söyledi;
DIŞARIDA HAVA SOĞUK AMA...
" Öncelikle sıcak karşılaşma için teşekkür ediyorum. Dışarıda hava ne kadar soğuksa içerideki görüşmeler o kadar sıcak devem ediyor.Ülkelerimiz zor günleri geride bıraktı, artık geleceğe bakmamız gerekiyor.Bugün Enerjiden ulaşıma kadar bütün alanlarda ilişkilerimizi etraflıca konuştuk.Türkiye Rusya ilişkilerinin tarihi geçmişine yakışır şekilde ikili ilişkileri çok daha ileriye taşıyacak irademiz mevcut.
TAM BİR İŞBİRLİĞİ İÇERİSİNDEYİZ
Özellikle enerji alanında Türkiye ve Rusya tam bir iş birliği içerisindedir. Önemli projelerimiz var. Ak-kuyu projesi bizim için stratejik bir projedir. Hedefimiz projenin hızlandırılarak tamamlanması. 1 yıllık süreçte hedeflerimiz beklentinin altına düştü.Bunun için alınması gereken bir takım kararlar var bunların detaylarını içeride konuştuk. Turizmin eskisine dönmesi bizim hedefimiz.İki ülkenin aşamayacağı hiç bir engel olmadığına inanıyorum. "
MEDVEDEV: EN KISA SÜREDE ONAYLAYACAĞIZ
Rusya Başbakanı Medvedev de Akkuyu projesi için karar süreçlerinin hızla işleyeceğini ve ilk enerji fazının 2023 yılında devreye gireceğini dile getirdi. Medvedev, "Aramızdaki sorunlara rağmen, bugün de çalışmalara devam ediyoruz ve sorunların üzerinden geliyoruz. En önemlisi ticaret mekanizmalarını yeniden başlatmak. Son sene ticaret hacmimiz azaldı ve malum siyasi nedenleri var. Görüşmelerimiz esnasında büyük projeleri ele almış bulunuyoruz. Türk akımı gibi. Önemli bir gelişmeyi söylemek istiyorum. Kısa bir süre önce Türk parlamentosu, iki ülke arasındaki anlaşmayı onayladı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan da anlaşmayı onayladı. Biz de en kısa zamanda onay vereceğiz. Aynı zamanda Akkuyu Nükleer Santrali, Rus dizaynı üzerine kuruluyor. Projeye en kısa zamanda stratejik yatırım statüsü verilecek. Ortak çabalarımız sayesinde, ilişkilerimizdeki zor dönemi atlatıp bu ilişkiyi yeni bir temelde ilerletebileceğiz." ifadelerini kullandı.
SORU-CEVAP:
Her iki Başbakan’a da olacak sorum. Türk Akımı’nın Avrupa’ya kadar gitmesi ve Akkuyu ile ilgili bu proje stratejik yatırım statüsü ne zaman verilecek? Ve Rusya bu payını satabilecek mi? Hangi Türk şirketlerle görüşme yapılıyor?
MEDVEDEV: Gerçekten Türk Akımı projesini ele aldık. Ve son derece olumlu gelişmeler mevcut. Yani her iki tarafın da bu projeyi gerçekleştirebilmek için iradesi var. Anlaşma onaylandı ve onayla ilgili karara imza atıldı. Rusya Federasyonu’nda da onay sürecine geçeceğiz. Ayrıca Türk Akımı’nın Avrupa’ya kadar gitmesi konusu da görüşülecek. Her biri 15,75 milyar metreküp doğalgaz sevkiyatlarını ön görüyoruz. Bir hat Türkiye’nin kendi ihtiyaçları için, ikinci hat Türkiye’nin sınırına kadar gidecek. Ve bu dağıtım terminalinin merkezinin nerede olacağıyla ilgili müzakereler önümüzdeki dönemde yapılacak. Bu kararın Avrupa’nın yararına olacağını düşünüyorum. Ama bu diğer hatlara, diğer doğalgaz projelerine rakip değil. Türk Akımı son derece doğal bir şekilde Avrupa piyasasındaki güzergahlara bir ek oluşturacak. Arada sırada çıkıyor bu tarz riskler. Türk Akımı’nın da giderilmesi açısından önemi büyük. Akkuyu’ya gelince, son durumu ele aldık. Projeye stratejik yatırım statüsü verilmesi kararı alındı. Aynı zamanda dışardan yatırımcıların çekilmesi, teşvik edilmesi de söz konusu. Şu an sermayedeki pay dağılımı aynı olmaya devam ediyor. Çok önemli ve stratejik bir proje olduğunu düşünüyorum. Bir çok açıdan istediğimizden daha yavaş ilerliyor fakat bu etapta hızlandırılabilir hayata geçirilmesi. İlk enerji bloku 2023 senesinde devreye girebilecek. Tabi ki türk partnerlerimizle ilgili kuruluşlar arasında gerekli temasları sağlayacağız.
BİNALİ YILDIRIM: "Sayın Başbakan kapsamlı açıklama yaptı, bunlara aynen katılıyorum. Akkuyu konusunda, biz de stratejik yatırım statüsü kararını verdik. Diğer izinler konusu da, hızlandıracağız. Projenin daha fazla gecikmeye meydan vermeden tamamlanması için ne tedbir gerekiyorsa bunları alacağız. Bu proje bizim için önemli. Enerji çeşitliliği, enerji güvenliği açısından. Türk akımıyla ilgili biraz daha iyi konumdayız. İşler burada hızlı gidiyor. Türk akımı sadece iki ülkeyi değil, Avrupa’nın enerji ihtiyacına da katkı sağlayacak. O yüzden bölgesel bir proje olarak görüyoruz. Tabi bunlar sadece iki proje. Daha bir çok konumuz var. Onları da takip ediyoruz."
Benim sorum Medvedev’e olacak. Son dönemde ikili ilişkilerin normalleştiği söyleniyor. Rusya’daki Türk vatandaşlarının çalışma izinlerine yönelik yasak ne zaman kalkacak? Ayrıca Türkiye’ye S400 satılması konusu gündeme geldi mi? Bizimle paylaşabileceğiniz yeni bir gelişme var mı?
MEDVEDEV: Doğru anladıysam soruyu, soru Türk uzmanların Rus pazarındaki çalışmalarıyla istihdam edilmeleriyle ilgiliydi. Bu sadece çalışma istikametlerimizden, çözüme bağlanacak olan konulardan bir tanesi. 100 milyar dolar rakamı geçti, 2010 senesinde ilk defa ortaya atıldı. O zaman ticaret hacmimizin 50 milyar dolara ulaştığı hesabından, 5 sene içerisinde 100 milyar dolara ulaştırma niyetindeydik. Ama bu olmadı. Ekonomik nedenlerden dolayı, makro ekonomik şartlarla ilgiliydi. Aynı zamanda siyasi nedenler de ticaret hacmini olumsuz etkiledi. Ama açılış konuşmamda, bunun üzerine çalışacak olursak, büyük projeleri hayata geçirirsek, diğer alanlarda işbirliğimizi artırırsak bu rakama ulaşabilmemiz mümkün. Şunun altını çizmek istiyorum. Sayın Başbakan ile çeşitli entegrasyon projelerinden de bahsettik. Bence bu projeler de ticari hacmimizin artırılmasına katkı sağlayabilir.
Uzmanların Rus piyasasında istihdam edilmesine gelince. Şimdi bir takım yaptırımların halen uygulandığını biliyorsunuz. Yaptırımların büyük bir bölümü kaldırıldı. Büyük projelerdeyse, mesela Dünya Kupası’na hazırlık tesislerinde, Türk vatandaşlar halen istihdam ediliyor. Ve ülkemize girişlerinde herhangi bir sorun yok. Biz bu istikamette ilerlemeye kararlıyız. Sayın Başbakan ile görüşmelerimiz esnasında, kendisine şunu söyledim. Avrasya Ekonomik toplumundaki ekonomik durumu da göz önünde bulundurmamız gerekiyor, sadece hükümet seviyesinde değil. Çünkü tam anlamıyla bir birlik kurduk ve Türk meslektaşlarımız diğer partnerlerimizle de çalışabilir bu konuyu.
Sayın Türk Başbakanı’na olacak sorum. Turistik akımın Rusya’dan Türkiye’ye yeniden başlaması konusundaki tahminler iyimser. Fakat terör tehdidinin arttığı bu şartlarda güvenlik konusu güncel. Ve ülkeniz vatandaşlarımızın ülkenizde konforlu tatil yapması için ne gibi önlemler alacaksınız?
BİNALİ YILDIRIM: Turizmde Rusya ile Türkiye arasında, son bir yıl öncesine kadar çok iyi seviyedeydi. Yeniden düzeltebileceğimzii düşünüyorum. Açıkça şunu söylemek isterim. Terör tehdidi her ülke için geçerlidir. Bugün terör tehdidinden emin olan hiçbir ülke yok. Ama bu tedbir almayacağımız anlamına gelmez. Bugün geçmişten daha fazla bu konuda gayretler var. Alınan kararlar var. Bunun herhangi bir üzücü olayla sonuçlanmaması için başta istihbarat paylaşımı olmak üzere ilgili ülkelerle, diğer yandan fiziki tedbirlerle bunu takviye ediyoruz. Doğrusu iki gün üç gün önce sayın Dışişleri Bakanı Lavrov Antalya’daydı. Bu konuları da görüştüler. Bu güvenlik meselesinin amacı dışında kullanılması da doğru değil.

23 Kasım 2016 Çarşamba

Almanya’da Facebook kurucusu Mark Zuckerberghakkında soruşturma başlatıldı.

’da  kurucusu hakkında  başlatıldı.

Münih Savcılığı tarafından "Halkı kışkırtma"suçlamasıyla başlatılan nın Mark Zuckerberg ile birlikte Facebook CEO'su Sheryl Sandberg, Avrupa baş lobicisi Richard Allan ve sorumlusu Eva-Maria Kirschsieper'i kapsadığı öğrenildi.
Spiegel Online'ın bildirdiğine göre, soruşturmanın açılmasında Würzburg'da görev yapan Avukat Chan-jo Jun tarafından Zuckerberg ve arkadaşlarına yönelik üzerinden yapılan cinayet çağrıları, tehditler, Holokost inkârı ve diğer suçları tolere ettikleri ve paylaşımları hemen silmedikleri yönündeki suç duyurusu etkili oldu.
Bu yılın başında Zuckerberg, Sandberg ve diğer Facebook yetkililerine yönelik Hamburg'ta başlatılan soruşturma sonuçsuz kalmıştı.


4 Kasım 2016 Cuma

Avustralya'da Görülen ve Bacak Boyu 20 Santimetre Olan Devasa Örümcek

Avustralya’nın en çeşit örümceklere ev sahipliği yaptığını biliyoruz, ancak bu haberimizde göreceğiniz örümcek, belkide bu zamana kadar görülmüş olan en büyüklerindendir.
Avustralya’nın çeşitli canlı gruplarına ev sahipliği yaptığını izlediğimiz belgesellerden biliyoruz. Özellikle örümcek konusunda zehirlisinden tutun da renklisine kadar çeşit çeşit fotoğraflarına birçok kez rastlamıştık. En son Avustralya’dan gelen bir haberdeki videoda örümcek, kendisinden büyük ölü bir fareyi düz duvarda yukarıya doğru taşıyordu. 

Charlotte adı verilen bu yeni örümcek türünün, -dişi- ve -erkek- olmak üzere yaklaşık -1,6 - 2,0 cm- vücut yayılımı ve 15 cm bacak uzunlukları vardır. Avustralya Müzesi arachnologist Graham Milledge, yukarıda görmüş olduğunuz 20 cm bacak uzunluğuna sahip örümceğin “Typostola barbata” cinsi olduğu ve Doğu Queensland’da görüldüğünü belirtti.

1 Kasım 2016 Salı

Борьба с подъездной наркоманией. Сиквел

Более года назад писал заметку про борьбу с подъездной наркоманией:http://pikabu.ru/story/borba_s_podezdnoy_narkomaniey_2552859
C тех пор утекло некоторое количество воды и подъезд стал более спокойным местом. Наркоманы стали обходить подъезд стороной, но бдительность, как оказалось, не должна ослабевать. Камеры, без постоянного контроля происходящего на них, не должны оставаться никак.

Сегодня занимаясь работой (настраивал как раз видеонаблюдение на работе) заметил краем глаза на мониторе своего видонаблюдения подозрительную активность. В подъезд просочилось трое. Глаз у меня уже на этот контингент намётан, сопли жевать не стал, сразу набрал куда следует. Далее смотрим видео (получилось несколько длинновато, 4:20, если кому лень, можно промотать от 1:10 до 3:00):
Кратенькое описание:
Неизвестные личности открывают дверь домофона своим ключом (Важное замечание: если у вас стоит домофонная дверь, то она практически ни от чего не защищает, кроме ветра может) Один набирает снег у подъезда, где-то там же по близости была подобрана пустая алюминиевая банка.

Троица поднимается на лестничный пролёт между первым и вторым этажами, где находятся почтовые ящики жильцов. Все располагаются и начинается действо. Из одного из ящиков извлекается газета, из банки изготавливается посуда, снег укладывается в эту тару и топится огнём от горящей газеты, миксуется раствор хмурого. Далее приспускаются штанцы и раствор вводится паховую вену, на руках видимо совсем вены ушли.

Приход получился жестковат, потому как прибывает кавалерия и всю эту пиздобратию вяжет. Нарки пытались скинуть дурь, на видео это видно, но всё было найдено, опять же благодаря видео. Всех пакуют и увозят куда следует.

Хочу отметить что с момента входа нарков в подъезд, до прибытия полиции проходит менее 10 минут.

Надеюсь в следующий раз такое безобразие будет происходить в моём подъезде не скоро.

Сразу поясняю. Чуть более года назад наркоманы тусовались в подъеде почти каждый день. После начала борьбы активность резко убавилась и около года было всё тихо. Результатом проделанной работы доволен.

Нет, я не отсиживался за дверью, в конце видео видно мою тень спускающуюся с верхнего этажа. Нарки перестали убегать потому что я преградил им путь. Прыгать в одиночку на троих может быть и очень эпично, но безрассудно, пускай и одна из них дама (дама блядь...). Нарки ещё не приплющены и за дозу могут и покалечить. Себя я из видео вырезал потому что...

Зачем мне всё это? Это моя гражданская позиция. Я хочу жить в чистоте, а не в дерьме и моя зона комфорта, как я считаю, должна распространяться за пределы квартиры.

Видео не айс, знаю, камеры будут меняться. Часть уже закуплена и ждёт установки, часть в самых ближайших планах.

Почему так быстро прибыла полиция и почему в штатском? Потому что звонил на на 112, там пока тебя опросят, пока передадут куда следует всё уже рассосётся. Плавали, знаем. Хотите чтобы к вам прибывали сотрудники быстрее, разузнайте телефоны участкового, местных оперов, прямой номер ближайшего околотка на крайний случай.

Берегите себя и близких!

26 Ekim 2016 Çarşamba

General'in 'Paşa' dediği Kuzu'dan FETÖ itirafları

General'in 'Paşa' dediği Kuzu'dan FETÖ itirafları

Erdoğan'ın konakladığı otele saldırı düzenleyen Çiğli 2. Ana Jet Üs Komutanlığının "üs imamı" Astsubay Başçavuş Kuzu'nun ifadesinin ayrıntıları ortaya çıktı.

Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz'daki darbe girişimi sırasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a suikast girişiminde bulunanlardan Astsubay Başçavuş Zekeriya Kuzu, savcılık ifadesinde darbecilerin FETÖ bağlantısı, suikast planının ayrıntıları ve sonrasında olay yerinden nasıl kaçtıklarına dair bilgiler verdi.
AA muhabirinin edindiği bilgiye göre, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kaldığı Marmaris'teki otele suikast için gidenler arasında yer alan Çiğli 2. Ana Jet Üs Komutanlığının "Paşa lakaplı üs imamı" olduğu iddia edilen Kuzu, yakalandıktan sonra Muğla Cumhuriyet Başsavcılığındaki ifadesinde FETÖ ile Konya'da görev yaptığı 2005-2006 yıllarında tanıştığını, İzmir'e tayini çıktığında da Bornova'ya gelen bu kişinin kendisini "Öğretmen Arif" olarak tanıtan başka bir kişiyle tanıştırdığını belirtti.
Israrla soy ismini öğrenmek istediği bu kişinin kendisine bu yönde bilgi vermediğini, soru sorulmamasını rica ettiğini kaydeden Kuzu, "Arif ile yaptığımız sohbetlerde artık Fetullah Gülen'in ismi geçtiği gibi kitaplarını da okuyorduk. 2012 yılı temmuz ya da ağustos ayına kadar bu şekilde buluşmalarımız devam etti. O dönemlerde bana tayininin çıktığını söyledi. Israrlarıma rağmen nereye çıktığını söylemedi. Arif, bundan sonra görüşeceği kişi olarak 'Tahir' isimli, yine öğretmen olduğunu söyleyen bir kişiyle tanıştırdı. Tanıştığım bu 3 kişinin de ortak özelliği telefon kullanmamalarıydı." şeklinde konuştu.
İfadesini alan savcının sorusu üzerine "Paşa şeklinde bir lakabım yoktu. Bu şekilde bana sadece 2. Ana Jet Üssü Komutanımız (Tümgeneral) Kubilay Selçuk hitap eder." diyen Kuzu, dini sohbetlere katılan Yavuz, Arif ve Tahir'in üssün içinde olup bitenlerden haberdar olduklarını, kendisine de zaman zaman bazı istihbaratlar verdiklerini, buna göre görevlendirmeler yaptığını söyledi
"Hocanın başka işi yok mu para dağıtıyor"
Bir dolarlık banknotlarla ilgili soruyu da cevaplandıran Kuzu, şunları anlattı:
"Bu dolarları 'Arif' diye bahsettiğim kişi verdi. Uzun bir süre önce (2008 veya 2010 yılı olabilir) bir sohbetimiz sırasında Arif bana bir dolarlık banknot verdi. Bu parayı Amerika'da bulunan Fetullah Gülen'in gönderdiğini, bereket olsun diye bu parayı cüzdanımda taşımam gerektiğini söyledi. Ben de gırgır olsun diye 'Hocanın başka işi yok mu, para dağıtıyor' şeklinde cevap vermiştim.
Bunun üzerine ben de aldığım parayı cüzdanımda saklamaya başladım. Bu para halen Çiğli 2. Ana Jet Üssündeki 621099 plakalı askeri araçtaki cüzdanımda bulunur. Aramızda daha sonra bu parayla ilgili bir sohbet geçmedi. Paranın seri numarasıyla ilgili de herhangi bir bilgim bulunmamaktadır."
Suikast girişiminin detayları
Cumhurbaşkanı Erdoğan'a suikast için giden timin başında olduğu belirtilen Tuğgeneral Gökhan Şahin Sönmezateş ile Çiğli 2. Ana Jet Üs Komutanlığındaki Muharebe Arama Kurtarma (MAK) biriminde albay rütbesiyle görev yaptığı dönemde tanıştığı bilgisini veren Kuzu, ifadesinde Marmaris'teki saldırının detaylarını da paylaştı.
Darbe girişiminin olduğu 15 Temmuz günü Taner Binbaşı'nın kendisini arayarak Gökhan Paşa'nın üsse geldiğini ve Ramazan Elmas Albay'ın odasında olduğunu haber verdiğini ifade eden Kuzu, Ateş'in kendisine bir görev olduğunu, 36 kişilik malzeme ayarlamasını istediğini aktardı.
Görevin ne olduğunu sorduklarında Sönmezateş'in hava fotoğrafı gösterdiğini kaydeden Kuzu, şu bilgileri verdi:
"Sönmezateş, bize bu fotoğrafın bulunduğu yerde üst düzey bir PKK'lı yöneticinin olduğunu ve bunu alacağımızı söyledi. 'Ekibin genç ve toplama ve bu işin nasıl olacağını' sorduğumda bana bununla ilgili uzun zamandır hazırlanan özelci bir ekibin olduğunu, bizim artçı görev yapacağımızı söyledi. Bu sayede arkadaşların tecrübe kazanacağını belirtti. Sonra göreve 'hayır' diyen personel olup olmayacağını sordu. Biz de personeli motive edeceğimizi söyledik ve yanından ayrıldık. Saat 19.00 civarı Taner Binbaşı, Gökhan General'in çağırdığını söyledi. Yanına gittiğimizde tedirgin ve morali bozuktu. Görevin iptal olduğunu, herkesin evlerine gidebileceklerini söyledi. Ben de üzerimi değiştirmek için Hasan Üsteğmen'le Kaklıç'a gittim. Kendisiyle çay içerken Taner Binbaşı beni aradı. Derhal gelmemizi istedi. Dönüp Gökhan General'in yanına çıktık. Kendisi misafirlerin geleceğini, göreve bugün çıkabileceğimizi ancak gelecek misafirlerin ilk başta beklenilen sayıda olmadığını, bizim ekip dahil 27 kişilik malzeme hazırlamamız gerektiğini söyledi.
Bir Skorsky, 14 civarında özel kuvvet personeli indirdi. Onları arabamıza alarak malzemeliğe götürdük. Liderleri daha önceden tanımadığım Şükrü Binbaşı'ydı. Gökhan General, Şükrü Binbaşı'ya 'Bu işin erbabı sizsiniz, bundan sonra biz size tabiyiz' dedi. Şükrü Binbaşı, belirlenen makineli tüfekçilere hava fotoğrafı üzerinden görevlerini anlatıyordu. Kursiyerlerin de önünde bir terör örgütü liderini almaya yönelik operasyon yapılacağını söylediğini öğrendim. Bu nedenle helikopter başına giderken kursiyerler yanımıza gelip 'Biz de gelelim' şeklinde coşkulu şekilde talepte bulunuyordu."
Kuzu, "O esnada Gökhan General'in uçuş ekibine bağırdığını duydum. Yüksek sesle, emirleri Genelkurmay adına Hulusi Akar'dan aldığını, derhal kalkmaları gerektiğini söylüyordu. Bu esnada kim olduğunu hatırlamıyorum ancak bizim ekipten biri bana 'Cumhurbaşkanı'nı almaya gidiyormuşuz' dedi. Ben de bu durumu içerisinde bulunduğum helikopterin teknisyenine sordum. Kendisi bana baş parmağını kaldırarak 'tamam' işareti yaptı." diye konuştu.
Marmaris'e geldiklerinde buranın fotoğrafının kendisine gösterilen yer olmadığını anladığını, yerleşim yeri olduğunu, helikopterden inen özel kuvvetler ekibinin havaya ateş ederek sivilleri uzaklaştırdığını anlatan Kuzu, 50 metre önlerinden giden özel kuvvet ekibinin çatışmaya başladığını, silah sesleri duyduğunu söyledi.
Kuzu, "Villadan birisini çıkartıp bize doğru getirdiklerini gördüm. Şükrü Binbaşı, orada bulunan villanın içerisindekilere 'Teslim olun, yoksa roket atacağız' diye bağırıyordu ancak yanımızda roket yoktu. Bu şekilde bağırdıktan bir süre sonra el bombasına ait olduğunu düşündüğüm patlama sesi duydum." ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanlığı korumlarının bulunduğu odaya girerek bir tüfek ve tabanca aldığını, başka bir şey yapmadığını iddia eden Kuzu, sürekli telefonla konuşan Şükrü Binbaşı'nın, "Buradan derhal kaçmalıyız, helikopter gelmiyor." sözleri üzerine olay yerinden uzaklaşmaya çalıştıklarını ancak ateş altında kalınca Taner Binbaşı ile bir otele girdiklerini anlattı.
Yanlarına gelen gelen özel kuvvet ekipleriyle kumsala indiklerini, oradaki evin içine girdiklerini aktaran Kuzu, burada da ateş altında kaldıklarını, silahını sürünürken kumsalda bıraktığını, önlerine gelen özel güvenlik görevlisinin tarifiyle ormanlık alana doğru ilerlediklerini ifade etti.
Yaklaşık birkaç saat yürüdükten sonra mola verdiklerini kaydeden Kuzu, "Şükrü Binbaşı, bize Gökhan General ve ekibinin muhtemelen öldürüldüğünü, helikoptere yakıt alamadıklarını söyleyerek, bundan sonrası için hayati idame yapacağımızı söyledi. Kaçtığımız dönemde bizi yanına alan, yiyecek-içecek veren, konaklama imkanı sunan kimse olmadı. Kendi başımıza hayatımızı sürdürdük." dedi.
"Hizmet hareketinden olmayan var mı?"
Kuzu, "Bir dinlenme sırasında İsmail Yüzbaşı isimli özel kuvvetçi bize dönerek, 'Burada hizmet hareketinden olmayan var mı?' diye sordu. Kimseden cevap gelmedi. Bu konuşma olduğu sırada biz 18 kişiydik." ifadelerini kullanarak, daha sonra MAK grubundan ayrılarak kaçmaya devam ettiklerini bildirdi.
Marmaris saldırında polisi şehit eden kişinin Şükrü Binbaşı olduğunu öne süren Kuzu, Şükrü Binbaşı'nın kendisine ve ekibe polisi kendisinin öldürdüğünü, kendisi ateş etmese polisin ona ateş edip öldüreceğini söylediğini net şekilde duyduğunu söyledi.
Kuzu, güvenlik güçlerinden kaçtıkları sırada birkaç kez teslim olmaları yönünde teklifinin olduğunu ancak yine Şükrü Binbaşı'nın bu teklifi polisin kendilerini gördüğü yerde öldüreceği gerekçesiyle kabul etmediğini savunarak, rahatsızlanan Taner Binbaşı'yı hastaneye götürmek istediklerini, bu sırada da yakalandıklarını anlattı.
"Astsubayların ağzı gevşek"
Kuzu, FETÖ içerisinde faaliyet gösteren askerlerle ilgili de önemli bilgiler verdi.
FETÖ'ye mensup kişilerin isimlerinin sorulması üzerine Kuzu, "Ben bu isimlerin hepsini tanıyorum. 57 kişi olarak belirttiğim kişilerin bu yapı içerisinde faaliyet gösterdiğinden eminim. Diğer 23 kişinin ise bu yapı içinde olduklarını duydum ancak emin değilim." dedi.
Kuzu, birlik içerisinde bu kadar kişiyi tanımasının sebebini de şöyle açıkladı:
"Normalde bu yapı 'tedbir kavramı' ile adlandırılan, kimsenin kimseyi tanımadığı, daha doğrusu hiçbir hizmet erbabının bağlı olduğu ağabeyi dışında kimseyi tanımadığı bir güvenlik tedbiri alır ancak astsubaylar olarak bizim en büyük zaafımız ağzımızın gevşekliğidir. Tedbir kavramına çok dikkat etmeyiz. Hizmet hareketinin içinde olduğunu düşündüğümüz bir astsubay varsa gider, onunla konuşur ve kendimizi de ifşa ederiz. Ben üs astsubayı olduğum için çok sayıda astsubay gelip kendisinin de bu gruptan olduğunu bana anlatmıştır. Öte yandan, Taner Binbaşı'nın bana "Hocam" diye hitap ettiği doğrudur ancak bu hitap tarzı bu yapıyla ilgili değildir. Havacılıkta mesleğinde temayüz eden kişilere bu şekilde hitapta bulunulabilir. Ayrıca, bizim kursiyerlerimiz bulunduğundan da "Hocam" diye hitap edildiği görülmektedir."
"Olaylar nedeniyle üzüldüğümü beyan etmek isterim." diyen Kuzu, ifadesindeki itirafları nedeniyle can güvenliğinden endişe etmediğini, diğer arkadaşları ile aynı muameleye maruz kalıp, aynı yerde kalmak istediğini belirtti.
KAYNAKAA

15 Temmuz'un başlangıç saatini açıkladı!

15 Temmuz'un başlangıç saatini açıkladı!

Güvenlik uzmanı Mete Yarar, TVNET'te katıldığı programında 15 Temmuz darbe girişimi hakkında çarpıcı bilgiler verdi.

Darbe girişimi saat 14.45'te başladığını belirten Yarar, "MİT eğer doğru tepki vermese ve Genelkurmay'a bilgi gitmese durum çok farklı olurdu" diye konuştu.
Yarar'ın konuşmasından öne çıkan başlıklar şöyle:
15 Temmuz sadece bir gün sürdü ama planı yapanlar bir yıldır çalışıyordu. Üst akılın bir oyun planı ve bu planda kullanacağı bir sürü vatan haini var. Ancak millet bunu önledi. PKK'nın barikatlar önünde ezildiği süreçte de halkın dirayetiyle oyunu bozduk.

'Genelkurmay'a istihbarat 'darbe' şeklinde gitmiyor'

MİT 14.45'te başladığında eğer doğru tepki vermese, bu bilgi Genelkurmay'a gitmezdi. Genelkurmay'a eğer bu bilgi gitmese ve hareket başlamasa farklı olurdu. Fakat Genelkurmay'a istihbarat 'darbe' şeklinde gitmiyor. Genelkurmay'a ilk mesaj 16.05'te çekiliyor.
Genelkurmay Başkanı'nın refleksleri olayın seyrini değiştiriyor

Eğer ihbarı yapan binbaşı söylememiş olsa her şey farklı olurdu. 2014'te örgütten ayrılmış bir isim. Eğer MİT refleksini biraz daha gevşek vermiş olsaydı, biz gece saat 03.00'te çat diye yakalanmıştık. MİT bilgiyi Genelkurmay'a gönderiyor. Genelkurmay Başkanı getirin şu adamların bilgisini diyor. Ondan sora Genelkurmay Başkanı'nın refleksleri, verdiği emirler olayın seyrini değiştiriyor.

'Bütün ifadeleri tek tek okudum'

Hakim, savcı, polis değilim ama bütün ifadeleri tek tek okudum. Kitapta mizansene hiç girmedim. Asıl önemli olan şeylerden bir tanesi bu 24 saate ortaya koyduğumuzda, insanların ne olup bittiğini öğrenmesi lazım. İnsanlar, 'Neden düğüne gitmişler, neden o komutanlar çağrılmamış' diyorlar. O soruların cevapları burada var. Bu bilinmeyenler 'tiyatro' denmesine neden oluyor.

'Herkes ucu ucuna kurtulmuş'

MİT Müsteşarı 19.45'te Cumhurbaşkanımızı arıyor, ulaşmaya çalışıyor. O sırada Cumhurbaşkanımız istirahatte. MİT Müsteşarı yine de Cumhurbaşkanı'nın koruma müdürünü arayıp "Ankara'da bazı hareketler var. Ekip durumunuz nasıl? Takviyeye ihtiyacınız var mı?" gibi sorular soruyor. Çünkü gelen istihbarat 'darbe' şeklinde değil. MİT Müsteşarı'nın dışarıya çıkışı, girişi, herkes nasıl ucu ucuna kurtulmuş, dakika dakika saat saat ortaya koyduğumuzda ortaya çıkıyor.